Memede kitle saptandıktan sonra beraberinde birkaç önemli ayrıntı vardır. Birincisi hangi yaşta saptanmaktadır? İkincisi ne kadardan verim mevcuttur?
Bunları bilmenin ötesinde meme kitlesini elle muayene sırasında çevreyle olan ilişkisi de cerrah muayenesinde bilinmek zorundadır. Kitlenin düzenli sınırının olup olmadığı, çevre meme dokusuyla olan ilişkisini cerrah gördükten sonra kabaca kendinde bu kitlenin ri açısından bir skor belirlemektedir. Eğer kişinin yaşı ileri ve ileri yaşta örneğin elli beş yaş üstünde ortaya çıkmış yeni bir kitleyse kitlenin çevresi düzensizse çevreyle ilişkisi net ayrıt edilmiyorsa bunun kötü huylu kanser olma ihtimali daha yüksektir. İstenilen tetkiklerde gerek ultrasonda gerek mamografide bir takım görüntü değerlendirilmesinde de yüzde seksenlere varan doğruluk payı saptamak mümkündür. Ultrasonda da kapsülü ve çevresiyle olan ilişkisi rahatlıkla görülür. Ayrıca mamografi dediğimiz tetkikte çevreye olan ışı ışın tarzı uzantıları, içindeki mikro kaynak dediğimiz küçük kireç odakları, çevre sınırının varlığı da bu konuda fikir verecektir. Bunların hepsi bir “rads“ adı verilen bir değerlendirme sisteminde değerlendirilir. Ve beşe doğru riskinin yüksek olduğu açıklanır. Beş, kanserin yüzde seksen beş olduğu anlamına gelir. İyi bir radyolog bu konuda cerraha çok yardımcı olmaktadır.