Meme kanserine karşı hangi önlemler alınmalıdır? | Op. Dr. Berkhan Savaşçın
Meme kanserine karşı alınması gereken önlemlerin en başında düzenli takip gelmektedir. Düzenli takibin ne zaman başlanacağı ise kişinin genetik mirasına direkt bağlıdır. Yani kişinin birinci derece yakınlarında, eğer meme kanseri varsa, hala, teyze, abla, anne gibi yakınlarında meme kanseri var ise daha erken yaşlarda, 30'lu yaşlarda düzenli takiplere başlamak altın standarttır. Meme kanseri takibinde yıllık olan takiplerin doğru yapılması gerekmektedir. Sadece mamografi ile takip etmek çok doğru bir davranış değildir. Aslında yapılması gereken üç ayaklı bir yöntemdir. Bunlardan birincisi, meme ile direkt ilgili bir genel cerrah tarafından meme muayenesi yapılmasıdır. Ardından bir ultrasonik değerlendirme ve sonrasında, eğer kişi 40 yaş üstünde ise belirli aralıklarla yapılan mamografik değerlendirme gereklidir. Bunların yanı sıra, memenin MR (manyetik rezonans) ile görüntülenmesi de bize fikir vermektedir. Dolayısıyla, meme kanserinin önüne geçmenin en önemli koşulu doğru ve düzenli takiptir.
İlginçtir ki, hastalar eğer memedeki kontrollerinde hiçbir şeye rastlanmıyorsa, yani herhangi bir kitleye, iyi huylu bile olsa rastlanmıyorsa, kontrollerini aksatma eğilimindedirler. Ancak, herhangi bir iyi huylu kitle bile olsa, bir hastalık varlığında hastalar hiçbir zaman kontrollerini aksatmamaktadır. Bu kitlelerin içi sıvı dolu olan kistik yapıda olması, memede hiçbir kitlenin bulunmamasıyla benzer risk taşımasına rağmen, kistik yapıların bulunduğu hastalar kontrollerini aksatmazken, hiçbir sorun olmadığını düşünen hastalar kontrollerini aksatmaktadır. Burada yapılması gereken tek önemli şey, kontrollerin hiç aksatılmadan yıllık olarak düzenli devam ettirilmesidir.
Bunun yanı sıra, hastaların ayda bir ayna karşısında kendi göğüslerine bakması, ardından yatarak aksi taraftaki elleriyle her iki memeyi kontrol etmeleri, önlem açısından önemli bir kriterdir. Bu muayeneyi yaparken, hangi taraftaki memeyi muayene ediyorsak, o taraftaki kolumuzu başımızın altına alıp, aksi taraftaki elimizle parmak uçlarıyla meme dokusunu kaburga ile parmaklarımız arasında belirli bir düzen içerisinde muayene etmek önemlidir. Hiçbir şey elimize gelmese bile, her ay bunu düzenli tekrarlayarak memenin yapısını parmaklarımızın hafızasına kazımak önemli bir konudur. Bu sayede sonraki kontrollerde normal dışı bir şey hissettiğimizde, parmak hafızamız bize bunu hatırlatacak ve doktora başvurmamız açısından bizi uyaracaktır. Herhangi bir problem olmasa bile, bu muayenelerin ayda bir kendi kendimize yapılmasının en önemli nedeni budur.
Bu muayeneyi yaparken, önce belden yukarısını soyunup ayna karşısında memenin genel yapısında bir bozukluk olup olmadığına bakmak, sonrasında biraz önce tarif ettiğim muayeneye geçmek doğru bir davranıştır. Eğer elimize herhangi bir kitle gelirse, bunun iyi ya da kötü olduğuna kendimiz ya da internet, sosyal medya ortamında karar vermeden bir genel cerraha başvurmak doğru bir seçenektir. Dolayısıyla, memeyi düzenli muayene ederek, sadece bu yolla bile meme kanserlerinin hayatı tehdit edici yönlerinden korunmak mümkündür. Sadece bu bile yeterlidir.
Bunun yanı sıra, eğer menopoz sonrası birtakım hormonal tedavilere başlanacaksa, düzenli kontrol muayenelerini yaptırmak; bu kontrol muayeneleri sırasında doğru yerlerde, doğru tetkikleri yaptırmak; gerekirse MR ile mevcut meme yapısının değerlendirilmesini yapmak da önlem açısından önemlidir. Menopoz sonrası kullanılan hormonların risklerinin ne olduğunu bilmek, yine önlem açısından önemlidir. Kullanılan bazı ilaçların da meme kanseri riskini artırdığı bilinmektedir. Dolayısıyla, bu tip ilaçlar kullanılacağı zaman, tiroid hormonları hariç, bir genel cerrahın fikrini alarak kadın doğum uzmanı ve genel cerrahların ortak karar vermesi en doğru olandır.